Bir ümitsin sen belli belirsiz
Merhaba
Akşam kahvemsin sen
Uykusuzluğu göze aldığım
Yağmur yağıyor gönlüme olduğunda
Günün en güzel vaktisin sen
Yerini seven çiçeksin
Görünmez bir bağ var aramızda
İçimizdeki yaralar bbenziyor belki
Nolur gel ve otur yanıma
bakma bana
Sev sen
Gerisi gelir nasıl olsa
Hayallerin kırıldığı yerden
El salladı mavi dünyaya
Gözlerinde iki damla yaş
Akmaya koyuldu sonsuzluğa
Karanfiller hayal etmişti o
Bir gülün dikeni düştü payına
Yalnızlığı bekliyordu onu
Elveda, dediği yerde
Gidicekti
Yol ağaçlıktı
Ve kimsecikler yoktu
gitme demedi hiçkimse
Tenhada kayboldu
-kendi ıssızlığında ya da
Yalnızlığı yanında
Yol aldı kendi yolunda
Ama pişmanlık yoktu hiç aklında
Gördüm gözlerindeki acıyı
her yol geçiyordu hüzünden bu dünyada
mutlulukta da bir parça hüzün vardır ama
acıda yoktur.
acı kaybolanlardadır, yaşanmayanlarda
Kaybolanları aramaya koyuldu o da.
Yağmurlu bir akşam vakti
Ne çok şey hatırlatıyor insana
seninle bir gün van'da kahvaltı etmeliyiz
seninle bir gün kocaman çikolatalı vişneli pasta yapmalıyız birlikte
ortalığı una şekere katarcasına
seninle biz çok sevmeliyiz birbirimizi
gün ağarırken en çok
ve günün muhtelif saatlerinde
hayatımız korkudan atamadığımız adımlardan oluşan olasılıklar yığını
olmayan
ama olması muhtemel hayaller
sahip olduklarımız hayatın bize getirdikleri
ben çok severim denizi seyredip çay içmeyi
bir de cefakar insanları
bir de merhametlileri
bir de sevgi için elinden geleni yapanları
sonunu düşünmeden
bir de seni sevebilirim nacizane
günün muhtelif saatlerinde
aklımızdan geçen düşüncelerin haddi hesabı yok
ve zamanımızın çoğu bekleyerek geçiyor hep bir şeyleri
çayın demini almasını,
otobüsün geçmesini
sevgiyi...
bir de kaçırdıklarımız var
yanımızdan ruhumuz duymadan geçen
kaybettiklerimiz belki de bencilliklerimiz yüzünden
buradan özür diliyorum kendi çapımda
kırdıklarımdan
ve dönüyorum sırtımı güzel ihtimallere
sevmenin mucize olduğunu bilmenin iç rahatlığıyla
kaybettiklerim sayıyorum vazgeçtiklerimi
hayatımda olmasını istediğim
ama olmayan insanları
üzdüklerimi ya da gitmek isteyenleri
kaybettim sayıyorum
bir çırpıda hepsini özlüyor
ve rafa kaldırıyorum.
tozlu olmayan tertemiz bir rafa bırakıyorum
kaybettiklerimi ve yaşanmaya değer ama yaşanmayan anlarımı
hayata gereğinden fazla anlam yüklemeden
sadece anı yaşamak istiyorum
daha iyiye ulaşma isteğinden vazgeçemiyorum
kazanmanın hiçbir şey olduğunu biliyor
ama kabullenemiyorum
en küçük sorunu dağ gibi büyütüp
neşemi kaçırıyorum
halbuki dünyada mutlu olmak var
bu şiiri kendime yazıyorum
okuyup adam olunur mu?
-Türkiye'de hayır.
kötü niyetlerin ucuna taş bağlayıp attım denize
kötü niyetli insanları kapımın dışına bıraktım
yüzüne gülmek zorunda olduğum insanlar olmasın diye hayatımda
derin bir temizlik yaptım
dostlar kaldı bir tek
iyi yürekli insanlar
kimse için hiçbir anlamı olmayan
bir ayna bıraktım gözlerine
baktıkça sana kendimi gördüm
ve düştükçe yere
-ki insan hep düşer dibe
tutsun diye elimden
dostluk biriktirdim
ve kazandım sayabilirim bugün.
Benim için çok önemli olan (bir çok sebepten ötürü) 'eternal sunshine of the spotless mind filminden bir fotoğraf.
pişman olmak insanlık arasındaki bağ
her şeyin hiç bir anlamının olmadığı an
acının içe işlediği
ne kadar yaralıyız bilmiyorum
yaralarımızı saklayabildiğimizi zannediyoruz
ve sonra bir gün biri fark ediyor yaramızı
buluyor zayıf noktamızı
gardımızı indiriyoruz ona
alışıyoruz
ve gidiyor o sonra
kalan boşluğu yalnızlığımızla dolduruyoruz.
anlıyoruz ki;
Karşısında zayıf hissettiğimiz insanlara aşık oluyoruz
yosun tutuyor iç'imiz
yüreğimzin göz yaşlarıyla
zaman geçiyor
hayatımıza nasıl girdiğini hatırlamıyoruz bile
yaralarımızla yaşamaya alışmakla beraber
çaresiziği de öğreniyoruz
ve ben şimdi ara ara hatırlıyorum seni
bazen de keşke diyorum
'keşke daha fazla emek verseydim'
sonra diyorum ki 'olması gerekene engel olamazdın'
işte böyle bazen kaderci
bazen de gerçekçi akıp geçiyor günlerim
bilirsin 'geçen gün ömürdendir'
ve yine bilirsin boşa geçen zaman sevmem ben
tam olamayan birinin anlatısıdır bu
hayatı boyunca indirimli biletlerle seyahat etmeyi dileyen
kendi yarımlığından dolu atıp boş tutan
...
işler bir şekilde karıştı
nasıl oldu
ne zaman bu kadar uzaklaştık bilmiyorum
ama artk hiçbir şey eskisi gibi değil
sevdiği şeyler değişince insanın
başka biri oluveriyormuş meğer
bilmiyordum
...
teşekkürler yaşanılan her şeye
herkesin heybesi doludur ilginç anılarla
dünyadaki insan sayısı kadar roman varmış ya dünyada
...
küçük hayatımda küçük bir insanım ben
kocaman egolardan hep korktum
kaçtım kaçabildiğim kadar
...
hepimiz aynı zamanda ve aynı yerde yaşıyorsak
bir sebebi olmalı
tuttunduğumuz dallar ya da bizi kıranlar aynı
bimiyorum
belki de avuntularımızdır aynı olan.
biz hep aynı heyecanla yazdık şiirlerimizi
aynı neşeyle söyledik hep bildiklerimizi
her karşılaştığımız insanda farklı biri olduk
ama hep bildik karşımızdakinin gördüğü kadar olmadığımızı
anlatacak bir sürü şey varken
gerek görmez de susar ya insan bazen
iki kişinin 'biz' olamamasının bir işaretidir bu
insan sırf bu yüzden bazen tüm duygularını bir yol kenarına bırakmak istiyor
gitsin özgürlüğüne
gitsin gerçek olmayan tüm duygular
elbet bir gün karşımıza çıkacak en mükemmel sevgiler
bir nefeste anlatılmaz ki hiçbir şey
hiç kimse yargılamadan dinlemez mesela
ama şiirler yargılamaz sadece anlatır
ve gizli bir dinleyicidir sen anlattığında
en iyi dosttur içine
Bloğumda benim olmayan tek resim. çok etkilendim bu resimden, çok beğendim.
umutla doluyorum
bi bulut gibi toplanıyor içimdeki gökyüzüne umutlar
yağmur topalamıyorlar
sonra birden bire dağılıyor bulutlar
umut kayboluyor
ve içimin gökyüzü alıyor saf rengini
mavi oluyorum
en çok mavi olmayı seviyorum
umut etmeden sadece anı yaşayan maviyi
alışmaya başlıyor insan kendi ıssızlığına
sonra ıssız bırakanlar geliyor
neden gittiler?
-insanlar giderler, bazı insanlar gitmeden duramazlar
giderken dağıtırlar
sen toplamışsındır tüm dağılanları
ama onlar tekrar geri gelirler
her katil geri dönermiş olay yerine
maktülü görmek için
ve her giden geri döner belki de bu sebepten
ama zaman asla geri dönmeyecek
kırılanlar kalbi acıtmaya devam edecek.
insan için en tehlikeli olan kendi tenhalığına alışması sanırım
bahaneler bularak yaşar herkes hayatını
zorlama hayatlara bir kapı aralığından bakmaya bile korkarak
sahiplenmek!
son sözün bir ağırlığı vardır
sen övünürsün söylediklerin için
ama unutur herkes
sen sözüne bulduğun sonu
başka başlangıçlara eklemek zorunda kalırsın
o yüzden bırak son sözü söylemek sana kalmasın.