25 Temmuz 2012 Çarşamba

acılı gülümsemeler sokağı

bu fotoğrafı Barcelona'da yürürken çektim. şehri gezerken özellikle deniz kenarına yakın yerlerde böyle dar sokaklara rastlıyorsunuz. ben kendimi iyi hissettim bu dar sokaklarda insanların kafalarının darlığından daha iyidir dar sokaklar.

herkesin bana arkasını döndüğü bir sokakta
elimi cebime götürdüm
umut çıkardım
o söylediklerimi can kulağıyla dinledi
ne anladı bilmiyorum
ama dinledi

olmayanlara söyledim
-sol baştan say

aradığın yerlerde değilim
yanlış yerlerde ya da
yanlış zamanlardayız
doğruluktan geçerse yolun
nerede olduğuna dikkatlice bak!

bazen sadece acı bir gülümseme kalır
acısı yaşadıklarından
gülümseme kabullenemediğindendir

hazal çetin



20 Temmuz 2012 Cuma

çıkarsama

lizbon'da bu tarz fayans mı yoksa çinimi tam olarak bilmediğim materyaller çok meşhurdur. pek çok bina bunlarla kaplısır ve şehrin estetik ve tarihi dokusunda önemli bir yer tutarlar.

aramızda bir sevgi vardı
bu hissedilebilir bir şeydi
ama aramızda aşk yoktu 
bu da hissedilebilir bir şeydi.
ve insan önce kendine söylediklerini unutuyordu.

HAZAL ÇETİN






17 Temmuz 2012 Salı

aldırmazlıklar

bu fotoğrafı Paris'de versaille sarayında çektim. çok sisili bir Aralık ayı günüydü, çok kalabalıktı ama her şeyi sis kaplıyordu, kimbilir belki de bazen görmemek daha iyidir ama bu söylediğim o gün için geçerli değil tabi ki  çok ihtişamlı bir saraydı, herhalde bahçesi de öyledir.


hava sisliydi
göz gözü görmüyordu
ama bunun tek sebebi sis değildi
kimse kimseye görmek için bakmıyordu
anlamak için dinlemiyordu
sanki herkes verilmiş bir görevi yerine getirmeye çalışıyordu
ve bu görev yerine getirme durumunda dahi
yapılan işin en iyisini yapma sorumluluğu yoktu
vasattı her şey

hava sisliydi
gökyüzünün bulutlu olup olmadığı dahi seçilemiyordu
bu sebeple yarın yağmurun yağıp yağmayacağı tahmin edilemiyordu
yağmur büyük ihtiyaçtır
ister gökyüzünden yağsın
ister gözlerden damlasın
ama insanların gözlerindeki yaş umursanmıyordu
dünyadaki en değerli şeylerden biridir halbuki
tek bir insanın tek bir damla göz yaşı

hava sisliydi
ne göz umurundaydı kimsenin
ne de yaşları
insanlar arasındaki o görünmeyen bağ
o zincir halkaları
aynı zamanda insanın kendi dışındakilerini görmesini
fark etmesini de mi engelliyor
bu bencilliğin kökü nereye dayanıyor!
dinamit koysak patlatsak
bu dünyada ateş bir işe yarardı o zaman
yoksa hiç
kandırma kendini!
düş kendi yollarını

HAZAL ÇETİN


14 Temmuz 2012 Cumartesi

"suç"un bağlamazlığı

bu fotoğrafı Lisbon'da denizi izlerken çektim -daha doğrusu nehir denilen okyanusun iç kesimde oluşturduğu birikinti, deniz değil.


her şey yolunda gibi göründüğü zamanlar
en çok rol yaptığımız zamanlardır
böyle bir zamanı yaşadığımı hatırlamıyorum

köşeyi döndüğünde bir sürprizle karşılaşmayacaksın 
rahat ol
her şey rutininde devam edecek
olağan üstü hiçbir şey yok

görmüyorsun 
duymuyorsun
bilmiyorsun
doğrusu umursamıyorsun 
ilgilenmiyorsun 
iç ya da dış savaşlarla
ya da açlarla

kendi aç karnı doyurma dalgasındasın
duyarsızlaşarak yaşıyorsun
suçu düzene bile atmaman
ortada suç görmediğinden
insanlık suçu işliyorsun 
bilmeden

HAZAL ÇETİN



10 Temmuz 2012 Salı

tesadüf

istanbul'da bir sonbaharda tesadüfen çektim bu fotoğrafı.

ne güzelmiş seni görmek
bunca zamandan sonra
hayat dalga geçer gibi
attı birbirimizi birbirimizin önüne
kaçamayacağımız bir yerde

ama sevindim ben
daha önce farkında olmadığım
değişik bir his kapladı içimi
Ahmet kaya dinliyormuşum gibi oldum

özlediğimi anladım
çok sevindim

seni görmek güzeldi.

HAZAL ÇETİN




7 Temmuz 2012 Cumartesi

doğumgünü

zaragoza/ispanya'da bir restorant. şarap ve ispanya'nin şarapla beraber yenilen TAPA adı verilen yiyeceğinin satıldığı en güzel yerlerden biriydi. adını not almayı unuttum ama içerisi masal gibiydi.

bugün benim doğum günüm
doğduğum gün
haziran yirmiyedi bindokuzyüzseksendokuz
günlerden salı
saat 12:43
çok mutlu olmuş annemle babam
şimdi hayatta olduğum için mutlu olanların sayısını bilmiyorum

görünen her şeyin gerçek olmadığını öğrendim
hayat öğretmedi
ben de öğrenmek için uğraşmadım
her şey gibi kendiliğinden oldu
aslında her şey kendiliğinden olmaz
ama bu kendiliğinden oldu

hayata aşkla bağlıyım ben
bu yüzden çabuk kırılıyorum ona

hazal çetin