26 Ocak 2012 Perşembe

giden


bazen biri hatırlatır gidenleri
bazen de birinin bir mimiği
eşyalar kimi zaman,
geçerken vitrinde gördüğün saçma sapan şeyler
ama en çok şarkılar hatırlatır
taş kesilirsin olduğun yerde
zaman kavramı yerle bir olur
yıllar öncesine ya da aylar öncesine gidersin
gezersin, dolaşırsın
hüzünlenecek kadar uzun kalırsın
gözlerin dolar bazen
hatta bazen ağlarsın
kimseye fark ettirmeden
kimse fark etmeden gömülürsün geçmiş zamana
gömülürsün içine
geçen zaman bir yere kaybolmaz
birikir içinde bilirsin
ne zaman , neyin seni kendine
kendi içine götüreceğini bilemezsin
gözyaşını siler ve gülersin
donan zaman yeniden akmaya başlar senin için
devam eder sonra hayat
işte
en çok da şarkılar
geçmiş zamana tek kişilik bir bilet hediye eder
insanın içi kocaman bir dehliz
anlamaya aklımız yetmez bilirim
neler birikir,
neler yaşanır.
her insanın anlatacağı en az bir acısı vardır
hem de istisnasız her insanın
dinlemek yeter birini affetmek için
anlamak yeter.
affetmek yüreğin yükünü hafifletir
çünkü affetmek, kim ne derse desin, unutmaktır
sadece şarkıların hatırlatacağı kadar derine gömmektir
hem de uğruna bir kaç damla gözyaşı dökecek kadar değer vererek.
çünkü herkes,  sadece insan olduğu için bile, bunu hak eder.
çünkü zaman değerlidir
çünkü insan değerlidir

kimsenin görmediği bir denge var aslında evrende
şimdi giden bir terk edilendi öncesinde
ya da şimdi giden
terk edilecek gittiği yerde.

HAZAL ÇETİN


21 Ocak 2012 Cumartesi

dostluk

faili meçhul cinayetler artıyor bu şehirde
ruhlar kalabalıkla karışıyor
kalabalıklar dağılıyor,
bırakıyor yerini sessizliğe
dost özlemi benzemiyor hiçbir şeye
bin bir çeşit insan varken yeryüzünde
çekip çıkardığın o insanlar
hayata anlam katıyor,
ne güzel varlıkları
ne güzel olacak olmaları.

HAZAL ÇETİN

14 Ocak 2012 Cumartesi

üzerine kalem değmemiş bir yaşanmamışlık


düşündükçe içinden çıkılmayacak şeyler var
sen varsın
senden öte gözyaşların var
çok zaman geçti
geçen çok zaman var.
yarayı iyileştiren hava gibi ihtiyaçsın.

bazen o kadar anlamsız ki her şey
dilimizi bilmeyen insanlara,
derdimizi anlatmak için
yüksek sesle, yavaşça hatta bazen heceleyerek
konuşmak kadar saçma bazen;
h
e
r
ş
e
y.
zorlamaya gerek yoktur belki gerçekten
bir rüyadan uyanmak gibi olmalı
bölük pörçük bir kaç yaşanmışlık
üzerine kalem değmemiş bir yaşanmamışlık belki de.

evet çok zaman geçti
ama zaman izafi bir kavramdır.

HAZAL ÇETİN




13 Ocak 2012 Cuma

kalk yerinden, silkelen

insan soyunun aklı vardır aslında bakma sen
o da bilir bir avuç toprağın
insandan değerli olamayacağını
bilir de kavrayamaz
çokça işlem görmüş bir beyni var
yılların yüküyle, fark edemez
yaşı kadar işlenmiş düşüncelerden sonra
"kimin neyin toprağı , kardeşimsin sen" diyemez
aslında derdin toprak olmadığını, bilemez
ve aslında bilmesini beklemek de saçmalıktır bakma sen.

her söylenene inanmak için yetiştirildikten sonra
orada her şeyden yoksun bırakılmış
her daim ezilmiş insanlar var, desen ne olacak
duyar elbet
duymaz mı hiç
ama ayırdına varamaz realitenin.


sen boşver onu bunu
kendi doğrun için ne yapıyorsun
bununla ilgilen.
dünyanın öte ucundaki biri için
dil, din, ırk ayırt etmeden  üzülemeyen insanlar
o kadar çok ki kardeşim!
bununla ilgilen
düşünemeyen beyinlerle ilgilen
kalk yerinden silkelen
insanlıkla ilgilen !

beni sorma zaten
toprak benim için dünya
her insan halkım benim

oyuna gelme
değiştirmemiz gereken şeyler var
yapabilirsin kardeşim
hepbirlikte yapabiliriz kardeşim !


HAZAL ÇETİN



10 Ocak 2012 Salı

sadece yürü...

sırtını duvara ver
ve kimse dur demeyinceye kadar yürü
güven bu bilinmeyene
kapa gözlerini
takılıp düşeceksin bunu bil
ama kalk ve devam et
zorlu yollardan geç
ağla hatta ama devam et
düştükçe
düşlerine sarıl sıkıca
yavaş yavaş
ve teker teker
kurtul yüklerinden
önce gururunu at
sonra kibrini
zenginliğini, fakirliğini at
sen kal sadece
ve yürü
kaybettiklerin gelmesin aklına
bir şey kazanmayı da bekleme
yolunun uzunluğu
senin gideceğin yere bağlıdır unutma
ve onu senin yolun yapanda
bulacağındır
ve ta ki bulana kadar
görür görmez tanıyıncaya dek
yürü
sadece yürü.

HAZAL ÇETİN





5 Ocak 2012 Perşembe

inanmak

bazen bazı şeyler öylesinedir
bazen de öyle gerektiği için
yani bazen birinin yanından geçer gidersin
ama bazen de
onun yanından geçmen gerektiği için o yola girersin
iki durumda da kumanda sende değil
ama karmaşası senin payın
bu yüzden
her söyleyişte emin olamadan içten içe
hep şu cümleyi söylersin:
"böyle olması gerekiyor-muş"
inanırsın.
o ve ya bu şekilde inanırsın bir şeylere
çünkü inanmadan yaşayamazsın
Allaha inanmayan biri de dahildir buna
çünkü o da inanmadığına inanır.

ve inanıyorum ki:
sen başıma gelen güzel bir şeydin.
bildiklerin sende kalsın
öğrenerek yaşıyorum ben hayatımı
benim olan bir şeye başkasının hükmetmesine katlanamam.

bazen kolay bazen zor ama
her zaman hissederek yaşamak...
hayatın parmak uçlarını hissetmek...
bir gün öleceğimi unutuyorum herkes gibi
hoyrat kullanıyorum zamanı
ertelemeden yaşamaya ihtiyacım var.

ısıtmalıyım kalbimi.

HAZAL ÇETİN