31 Aralık 2011 Cumartesi

yenilikler

günler, haftalar, yıllar...
yılların bitişleri hep düşündürür beni
iyiyi kötüyü sorgulatır
umut depomu fuller
herkesin kendine göre acısı vardır
ve bu elbette ki tatlısıyla doğru orantılıdır.

Bu yıl bana çok şey kattı
biraz daha büyüttü, olgunlaştırdı
ama çocuksu tarafıma hiç dokunmadı
her şeye uzaktan bakma fırsatı verdi
yalnızlığı ne kadar çok sevdiğimi fark ettirdi
kalmamış meğer başkasına verecek sevgi
halbuki ben içimde bir sevgi ağacı var zannederdim
aynı anda birden çok şey sevilemiyor.
seçenekler çoğaldıkça
memnuniyetsizlik artıyor.

evet, nihayet..
en güzel yerinde bitirmek gerekiyormuş ya
işte zaman ayrılığa geldi
bu yıla yalnızlığımı kapıya bırakarak başlayacağım
birini sevmeye hazır olmak için.
sevilmeyi öğrendim de
sevme ilminden tadabilmek için
içimdeki boşluğu doldurmak için
kendime bir hediye vermek için
yani yine kendim için...

HAZAL ÇETİN


zor geliyor

yazamıyorum
ağırıma gidiyor bu
ne söylesem boşmuş gibi geliyor
geri alıyorum kelimelerimi
sonra dalıyorum uzaklara
hiçbir şey düşünmeden
aşk'ı yazamıyorum
anlatamıyorum
zor geliyor...

HAZAL ÇETİN

23 Aralık 2011 Cuma

yoruldun, dinlen biraz


kırmızı yandı , dur!
nefes al, mola ver biraz
hazırlan bir sonraki etabına
dinlen.
daha zorlu parkurların var
yalnız olma
çoğal
ama unutma ardında kalanları ilerlerken
her durak sonunda biriken dostlukların olsun
acıtan yaralarının kabuk bağlamasını bekle
koşmaya devam etmeden önce

sessizliğin dilini çözdün
ya da öyle sandın
düşler en büyük zenginliğimiz değil mi?
taşlı kayalı kıyılarına vuran sular
temizler, yeniler seni kendiyle beraber
kıyılarıma vuran her su damlası,
teşekkürler.
her çarpışta uyandırdı uykumdan
öğrendim
düşler en güzel yerinde uyanınca güzel.

evet yoruldun, dinlen biraz
daha yolun var
yorulacakların var
anlamayacağın insanlar
ve anlaşılamayacak yılların var
hazırlan!

bir kaç yalanım daha var cebimde
eğer istersen ısıtırım.

HAZAL ÇETİN


18 Aralık 2011 Pazar

sazlık

ben etrafıma baktım hep
hep görürüm sandım
görür görmez tanırım dedim
inandım bu masalıma önce kendim
sonra dostlarımı inandırmaya çalıştım
meğer herkesin içinde ne garip bi boşluk varmış
şaşırdım
anlattıkça benzer masallarla karşılaştım
insan ruhu masallarla mı besleniyor acaba ,dedim sonra
hayır hayır, bu bir paranoya
sonra tekrar çevirdim başımı dünyaya
her seferinde başka yüzler gördüm
ısrarla tanımaya çalıştım
neden bilmiyorum
anlamaya çalıştım
anlarsam eğer kolaylaşır sandım hayat
bu haliyle yeterince zordu zaten
masalım mutlu sona kavuşsun
ama her şey daha da zorlaştı
kabuk bağladı sığ denizler
sazlıklardan bir kabuk saklıyordu sanki gerçeği
yoksa hepimiz kralların beğenmediği ve
aslanlara yem olarak verdiği kurbanlar mıyız?
ruhumuzun oyuncağı mı masallarımız
yoksa nefes almak gibi midir yalanlar?
inanmazsak kesilir mi nefesimiz!

HAZAL ÇETİN

7 Aralık 2011 Çarşamba

imren için

yeni yıl yeni kararları da beraberinde getirir en azından yeni kararlar alma isteğini. evet karar verdim artık kahveler kapatılmayacak, fallara inanılmayacak. yalanlar kalacak öyle ortalık malı gibi. dönüp bakılmayacak geçmişe, keşke silinecek lügattan, kalemi kırılacak artık yitenlerin. yiterken arkasına son bir kez bakmayanların belki de buna cesareti olmayanların ama yine de nedenini irdelemeye kalkmadan onların. dostlar katılacak önüne gelecek günlerin, ihtimalsizlik hayaldir her zaman bir ihtimal vardır yani aynı zehirin panzehiri gibi. gülücek her şeye sonrada geçeceğim, bir çingene ateşi gibi çabuk sönmeyeceğim, benim aydınlığımla aydınlanacak dünya. buna ihtiyacı var... buna ihtiyacım var...

topallayan geçmiş belki saniyeler sonrasında yok olacak, sakat atlar gibi bir kurşunla son bulacak yaşamı. bu kurşun hediyem olsun sana dostum, kurşun ilk kez işimize yarayacak böylece. kucakla geleceği, toplama tomurcukları, gül olacak o unutma! ve en olgun zamanında kesilmesi gerekecek, dalından ayrılması gerekecek ki yeniden tomurcuklansın, unutma !

işte böyle bazen içinden gelir yazarsın ve son noktayı koyduğunda anlarsın kimin için yazdığını....


HAZAL ÇETİN


2 Aralık 2011 Cuma

acı var insanların gözlerinde

lizbon kültür merkezi girişi

şekilden şekile girebilen bulutlar gibiyiz
hava basıncına bağlı olarak
ruh değiştiriyoruz bizde
kaç kişiyiz aslında
görünenin dışında!
kaç hayat yaşıyoruz aynı anda
herkesin bizi gördüğü kadar mıyız gerçekten
o kadar basit miyiz
en büyük kötülüğü sadece biz yapıyoruz kendimize
diyen doğru söylemiş;
her şeyin izin verdiğimiz kadarını yaşıyoruz.

yaşamak...
benim için mavinin kenarında oturmak
kulağımda sevdiğim müzik
boynumda fotoğraf makinem
elimde kalem
deniz ve ben işte bu kadar.
yaşamak bu kadar basit ise
insanlar neden olması ki ?
basit cümleler kurarak süren bir yaşam.

acı var insanların gözlerinde
bakamıyorum...
bazen de içini görüyorum gözlerinden insanların
bakamıyorum...
bazıları benim insanlardan kaçtığımı düşünüyor
ama bilmiyorlar
gerçeği
anlatmaya çalışmıyorum ben de
insanlar sadece yaşayarak öğreniyor
gerisi hikaye.

HAZAL ÇETİN